27 Kasım 2007 Salı

"Yalancie koummi ?"

Sevgili Bekir in klasik numaralarından biridir. Ne zaman ki söze girmesi zor bir konu olsa, ama mutlaka küfür etmesi gerekli ise "Bir okuyucum dedi ki..." diye başlar yazılarına.

Bugün Bekir Coşkun un köşesinden bunları okuduk;

DÜN bir bayan okurumdan ilginç bir e-posta aldım.(alla allah eee)

Okurumun adını bende saklı tutarak ve kimi bölümlerini kısaltarak aktarıyorum: (hımm)

"Ben bir şirkette çalışıyorum. Cuma günü kardeşimle öğlen tatilinde yemeğe çıktık. Biz çoğu zaman Ümraniye’ye gideriz. Yine öyle yaptık. Ümraniye’de ’cuma’ olması sebebiyle yine birçok işyeri kapalıydı. (bak seen)

Ender açık yerlerden (.....) mağazasına girdik. Mağazanın sahibi, kapalı bir bayanla münakaşa ediyordu.

İlk bakışta bunu anlayamadık.

Sonra (.....)nın sahibinin yüksek sesi dikkatimizi çekti.

Kapalı kadın, bugünün cuma olduğunu söylüyor, ısrarla mağazanın kapatılmasını istiyordu.

(......) sahibi ’Burasının İran olmadığını’ tekrarlıyordu.

Kapalı kadın sinirlenip gitti.

Ama (.....)nın sahibi bir önceki sefer
(vay kafirler, bir önceki cuma namazına gitmemişler.) o kadının erkekler ile geldiğini ve mağazayı yıkacaklarını söyleyip gittiklerini bize anlattı.Çok korkmuştu..."

Bekircim, yalanın da bir adabı, oluru var. Böyle hesapsız sallama. Cuma saati o başı kapalı yobaz kadının mağazada ne işi var, cuma saati alışveriş haram değil mi, çok sevgili okurun öğle paydoslarında genel de mağazaları mı dolaşır. Muhtemelen yalan söylediği için kefaret orucu tutuyor, vakit geçsin diye öğle paydosunda yemek yiyemediği için mağazaları dolaşıyor.

Ah be bekirim bak benim okuyucularımdan biri de bana şöyle bir e-posta attı;

"Küçük bekir, köy evinde kuzine nin başında dedesiyle oturuyorlarmış. Sabah yumurtayı fazla kaçıran bekir pıırrt! diye yellenivermiş. Bunun üzerine bekir in annesi bekirle dedesine dönüp;
-Ayıp değil mi? demiş
Bekir hemen atlamış;
-Dedem yaptı, dedem yaptı
Bekirin annesi;
-Doğru mu ?
Dede ise bize tercuman olacak ağzıyla bekire dönüp;
-Yalancie koummi ?

10 yorum:

Adsız dedi ki...

Malesef yazınız hiç hoşuma gitmedi. Bu davranışınızı çok aceleci ve isabetsiz görüyorum. Bir kişiyi doğrudan zan altında bırakıyorsunuz, hem de hiç bir savunma hakkı vermeden. Nereden biliyorsunuz, belki de mektubu gönderen kişi böyle bir hikaye uydurdu? Bu yazısını okumamıştım ancak Bekir Coşkun kesinlikle bu tür hikayelere ihtiyaç duyacak biri değildir. Onu sürekli takip eden, onun düşüncelerini anlayan kişiler bunu iyi bilirler. Umarım yazdığınız bu yazıdan dolayı ileride yüzünüz kızarmaz...Saygılar.

Unknown dedi ki...

Eminimisiniz yoksa köstebek mi? Olaylara neresinden bakarsanız öyle görürsünüz. Yazdıklarınızdan dar görüşlü, sabit fikirli ve peşin hükümlü olduğunuz hissine kapılıyorum.

"...ama mutlaka küfür etmesi gerekli ise..." demişsiniz ama ben yazıda küfür ya da hakaret göremedim. Tersine siz yazınıza küfürle başlayıp küfürle bitirmişsiniz.

Şahsen kendi yaşadıklarıma ek olarak, tv ve gazetelerde haber olan, gerçekliğinden şüphe edemeyeceğiniz kadar açık ve kesin bir çok olayı düşününce tutucu pardon gerici vatandaşların yoğun olarak yaşadığı yerlerde bu tip olayların gayette olabileceğine inanıyorum.

Adsız dedi ki...

Klasik bir bekir coşkun yazısı, hayatı palavralarla geçmiş bir adam, herkes görüyor da, bu toplumların içinde yaşayan biz neden görmüyoruz bu baskıyı.
baskı tam tersine inançlı insanlara yapılmaktadır, bu yazıda, çoşkun un yazısı da bu baskının bir parçasıdır.

Adsız dedi ki...

evren esat özkan@;
küfür ün tam manası kötü söz söylemek değildir. Dini kuralları tanımayan insanlara da küfürbaz denir.

http://tr.wikipedia.org/wiki/K%C3%BCf%C3%BCr_(din)

Küfürü dar kalıba koyarak ne kadar geniş görüşlü, değişken fikirli ve veresiye hükümlü olduğunuzu bize göstermiş oluyorsunuz.
Ne zaman ki din le ilgili bir konu olsun, bekir coşkun hemen küfretmeye başlar. (yukarıda ki link te olan anlamıyla)

Unknown dedi ki...

@abdulkadir ocaklı

Ben küfürü dar bir kalıba koymadım, sokakta rasgele istediğiniz kadar kişiye sorsanız çok büyük bir oranda alacağınız yanıt benim algıladığımdan farklı olmayacaktır.

Verdiğiniz vikipedi bağlantısını inceleyince Türkçe'mizde genel olarak bilinen anlamının dışında İslam dininin kurallarına uygunsuz hareketlere de küfür denebildiğini öğrendim, sağolun.

Yinede bence Bekir Coşkun'un yazdıkları değil yaptıkları dini anlamda küfür sayılabilir. Ancak bu günlük yazarının komik bir ağızlada olsa yazara hakaret ederek yalancı demesini haklı çıkarmaz.

@kenan özkan

Sanırım yorumunuzun başında kendinizi "inançsız" sayıp böyle bir baskı görmediğinizi iddia ediyorsunuz, sonrada asıl "inançlı" vatadaşlarımızın baskı gördüğünü belirtiyorsunuz. Kendinizi hangi sınıfa soktuğunuzu tam anlayamadım ancak hangisine sokarsanız sokun diğer taraftakilerin neler hissettiğini, neler yaşadığını çok iyi bildiğinizi iddia edemezsiniz.


---


Sizler Pazar yerine Cuma gününün resmi tatil olmasını isteyebilirsiniz.(2) Bende içinde doğup büyüdüğüm bu sistemden(1) memnun biri olarak bu tip istekleri "gericilik" olarak niteleyip karşı çıkabilirim.

1) Memnun olduğum şey dini kurallara göre yönetilmemek, bu kurallara göre yaşamak zorunda bırakılmamak.

2)Bana kalırsa dini tatiller vahşi kapitalizme karşı bireyi korumak için konulmuş önlemler. Önemli olan bunun hangi gün olduğu değil, herkesin haftada bir güncük bile olsa iş dışında birşeyler yapma fırsatının olması.

Sizin anladığınız anlamda çok küfür ettiğimin farkındayım. Bu günlüğü yazarın espirili ve sivri dili hoşuma gittiği için kısa bir süre önce takip etmeye başlamıştım ancak herkesin kendi ekosisteminde kalması sanırım daha hayırlı olacak. Belki sizde Bekir Coşkun'u okumayı bırakırsanız daha mutlu olabilirsiniz :)

Adsız dedi ki...

evren esat özkan@;
Cuma günlerinin tatil olmasını isteyen birileri mi var ? var ise kaç kişidir. Yapmayın yine haksızlık ediyorsunuz. bülent arınç sadece cuma saatinde tatil olmasını istedi. Nitekim cuma saatleri her sene olduğu gibi aralık sonuna kadar 12,10 a kaydırıldı, neden bülent arınç böyle bir açıklama yaptı anlamadım. Fakat tam gün diye birşey istemedi. Tabi siz sadece bekir coşkun u okursanız bülent arınç cuma günü tatil olsun dedi dersiniz. Halbuki yazısına tekrar bakın; "Bülent Arınç’ın cuma tatili" diye geçen ibare o kadar elastik cümleki, siz bütün gün istedi diyorsunuz, ben sadece cuma vakti diye algılıyorum. bekir coşkun un yalan yoluyla yaptığı haberlerin amacı kafayı karıştırmak. bu blogun yazarı kızdırmak için espri yapıyorum diyor, bekir coşkun gerçekmiş gibi yapıp kafamızı bulandırıyor .)

Unknown dedi ki...

@abdulkadir ocaklı

Bülent Arınç AKP'nin "kötü adam"ı. En radikal söylemleri o dile getiriyor ki AKP tabanında onunla hem fikir olan kesim bir az olsun yatışsın. Aşağıdaki aramayı incelerseniz kimin ne istediğini görebilirsiniz;

http://www.google.com/search?num=20&q=%22b%C3%BClent+ar%C4%B1n%C3%A7%22+cuma+tatil


Küçükken Bekir Coşkun'un köşe yazılarının derlemesinden oluşan Dövlet isimli bir kitabını okuduğumdan beri kendisine ve fikirlerine yakınlık duyarım ancak hiçbir köşe yazarını periyodik olarak okumuyorum. Mümkün olduğunca tarafsız olduğunu düşündüğüm sitelerden haberleri okumak ne olup bittiğini anlamama, bu dünyaya ve ülkeme olanlara üzülmeme yetiyor da artıyor bile...

Adsız dedi ki...

arınç'ın cuma günleri tatil olsun sözünün ne mana da söylendiğini aşagısaki linke bakarak anlayabilirsiniz.
http://www.habersaati.com/?m=map5302&c=4&s=7058
bekir coşuna gelince yazarı seviyesiz buluyorum ve naçizane olarak kendisine mizah yazmayı öneriyorum .

Unknown dedi ki...

@sadeceben

Arınç'ın bu sözlerini anlamak için daha önce çeşitli konularda ne demeçler verdiğine bakmak yeterli. İşlerine geldiği zaman avrupadan örnekler vermeyi biliyorlar ama eski köye yeni adetler önermekten de çekinmiyorlar. Merak ediyorum haftada 4 gün çalışan başka parlementolarda varmı dünyada ya da diğer ülkelerdeki vekiller seçmenlerinin derdini dinlemek için ne yapıyorlar?

Adsız dedi ki...

uzun yorum yazacaktım ama eminim ki bundan anlamayacak bir insansınız.Yazınızı okudum ama tam bir zaman kaybı.